Bizimle çalıştınız ve istediğiniz skoru alamadınız, o zaman ödemiş olduğunuz tüm ücreti size kesintisiz olarak iade ediyoruz. Üstelik bunu resmi garanti belgesi ile yapıyoruz.
YÖKDİL SAĞLIK KELİMELERİ 1-20
01. Increase (V) : Artmak, çoğalmak, çoğaltmak
Incidents of armed robbery have increased over the last few years.
Silahlı soygun olayları son yıllarda artmıştır.
02. Commerce (N) : Ticaret, iş, alım satım
They have made their fortunes from industry and commerce.
Onlar servetlerini sanayi ve ticaretten yaptılar.
03. Promise (V) : Söz vermek, vaat etmek
The government have promised that they'll reduce taxes.
Hükümet vergi oranlarını düşüreceklerine söz verdi.
04. Use up (Phr. V) : Harcamak, bitirmek, tüketmek
She's used up all the hot water.
O, tüm sıcak suyu harcadı.
05. Scale (N) : Ölçek, kefe, terazi gözü
Is the Government aware of the full scale of the problem?
Hükümet sorundan tam ölçekli haberdar mı?
06. Put pressure on (Phr. V) : Baskı yapmak, sıkıştırmak
We put the pressure on him to get him to come, but he refused.
Onun gelmesini sağlamak için üzerine baskı uyguladık, ama o reddetti.
07. Desert (N) : Çöl, bozkır, ıssız yer
They were lost in the desert for nine days.
Onlar dokuz gün boyunca çölde kayboldular.
08. Determine (V) : Kararlaştırmak, belirlemek, karara bağlamak,
It is for the court to determine whether she is guilty.
Suçlu olup olmadığını belirlemek mahkemenin işidir.
09. Dry (Adj) : Kuru, kurak
It's hot and dry in the middle of the desert.
Çöl ortası sıcak ve kuraktır.
10. Related to (Phr. V) : Ait , ile ilgili
Experts believe that the large number of cancer cases in the area are directly related to the new nuclear power station.
Uzmanlar, bölgede kanser vakalarının çok sayıda olmasının yeni nükleer enerji santrali ile doğrudan ilgili olduğuna inanıyor.
11. Mammal (Adj) : Memeli
Mammals are animals that have hair, are warm-blooded, and nourish their young with milk.
Kıllı memeliler, sıcak kanlıdırlar ve yavrularını süt ile beslerler.
12. Lower (V) : İndirmek, azaltmak
She watched as the coffin was lowered into the ground.
O, tabutun yere indirildiğini seyretti.
13. Rich (Adj) : Zengin
Douglas is very rich. He has a lot of money.
Douglas çok zengindir. Onun çok parası vardır.
14. Rely on (Phr. V) : Güvenmek, dayanmak
Some people still rely on coal to heat their houses.
Bazı insanlar evlerini ısıtmak için hala kömüre güveniyorlar.
15. Solar (Adj) : Güneş, solar
A total solar eclipse is due to take place some time tomorrow.
Yarın bir süre tam güneş tutulması gerçekleşecek.
16. Land (N) : Kara, toprak
After 21 days at sea, we saw land.
Denizde 21 gün sonra, karayı gördüm.
17. Space (N) : Mekân, aralık, mesafe, yer
Is there any space for my clothes in that cupboard?
Şu dolapta kıyafetlerim için hiç yer var mı?
18. Pick up (Phr. V) : Yerden kaldırmak, almak, kaldırmak
Why didn't he pick up the phone? I know he was at home.
Neden telefonu kaldırmadı? Biliyorum o evdeydi.
19. Design (V) : Tasarlamak, dizayn etmek
He's an architect. He designs very modern buildings.
O bir mimar. O çok modern binalar tasarlar.
20. Research (V) : Araştırmak, incelemek
I researched all the available material.
Ben tüm mevcut malzemeyi araştırdım.